Kıymetli Okurlarım, İslam’ın beş şartından biri olup farz kılınan Ramazan orucu dışında, çeşitli zamanlarda tutulması emredilen veya önerilen başka oruç çeşitleri de bulunmaktadır. Buna karşın, belli dönemlerde ve özel durumlarda..

Kıymetli Okurlarım,

İslam’ın beş şartından biri olup farz kılınan Ramazan orucu dışında, çeşitli zamanlarda tutulması emredilen veya önerilen başka oruç çeşitleri de bulunmaktadır. Buna karşın, belli dönemlerde ve özel durumlarda oruç tutmanın yasaklandığı veya dinen hoş karşılanmadığı durumlar da vardır. Bugün Ramazan orucu dışındaki oruç çeşitlerini ele alacağız.

Oruçlar en genel anlamda farz, vacip, sünnet ve/veya müstehap olmak üzere üç kısma ayrılır.

  1. Farz Oruçlar:
  2. a) Ramazan Orucu: Hem yerine getirilmesi hem de kaza edilmesi gereken Ramazan orucu, farz oruçlar kategorisine dahildir. Bu sebeple, geçerli bir özrü olmayan her Müslüman’ın Ramazan ayında oruç tutması zorunludur.

Kaza orucu vaktinde tutulmayan veya tutulamayan veya bozulan Ramazan orucunun Ramazan dışında tutulması demektir. Kazaya kalan oruçların tutulması farzdır. Allah Teâlâ, “Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar” buyurmuştur. (Bakara, 2/184) Kaza orucu bulunanlar, ilk fırsatta bu oruçlarını kaza etmelidirler. Ramazan orucunun kazası için belli bir zaman yoktur. Oruç tutmanın yasak olduğu günler dışında yılın her vaktinde kaza orucu tutulabilir. Kaza oruçlar peş peşe tutulabileceği gibi, ayrı ayrı günlerde de tutulabilir. Oruç kefaretinde olduğu gibi peş peşe tutulma şartı yoktur.

  1. b) Tutulamayan Ramazan Orucunun Kazası: Kaza, ibadetlerin – namaz, hac veya oruç gibi – belirlenen zamanında yapılamaması halinde, daha sonraki bir zamanda yerine getirilmesidir. Ramazan orucu, vaktinde tutulmadığı veya tutulamadığı, niyetlendikten sonra herhangi bir sebeple tutulurken durumlarda, Ramazan dışı bir zamanda tutulmasıdır. Kaza oruçlarını tutmak, farzdır. Allah Teâlâ, “Kim hasta veya yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar” (Bakara Suresi, 2/184) buyurmuştur. Kaza orucu olanların, ilk fırsatta bu oruçları yerine getirmeleri gerekir. Ramazan orucunun kazası için özel bir zaman sınırı belirlenmemiştir; oruç tutmanın yasak olmadığı günler dışında, yılın herhangi bir zamanında kaza oruçları tutulabilir. Bu oruçlar, arka arkaya ya da farklı günlerde olacak şekilde yerine getirilebilir; kefaret orucunda olduğu gibi arka arkaya tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
  2. c) Kefaret Oruçları: Ramazan orucunu geçerli bir mazeret olmaksızın bilerek, hür irade ile bozmanın cezası olarak iki kamerî ay yani altmış gün peş peşe tutulması farzdır.
  3. Vacip Oruçlar

Yerine getirilmesi gerekliliğinin kuvveti bakımından farz oruçlardan sonra vacip oruçlar gelmektedir. Hanefiler’in terimiyle vacip, farzdan bir kademe aşağıda yer alır. Çoğunluğun terminolojisinde ise farz ve vacip kelimeleri genellikle eş anlamlı kullanılmaktadır.

  1. a) Adak Oruçları: Kişinin dinen yükümlü olmadığı halde tutmayı adadığı orucun hükmü vaciptir. Adak orucu için gün belirlenirse, mesela falan ayın falan gününde oruç tutacağım denilirse bu adak muayyen (zamanı belirlenmiş) adak olur ve belirlenen günde tutulması gerekir. Böyle bir belirleme yapılmamışsa adak orucu Ramazan ayı ile oruç tutmanın yasak olmadığı günler dışında her gün tutulabilir.
  2. b) Başlanıp Bozulan Nafile Oruçların Kazası: Başlanan nafile bir ibadeti tamamlamak vacip olur. Tamamlanmadan bozulan böyle bir ibadetin kaza edilmesi gerekir. Bu sebeple başlanan ve bozulan nafile orucun kazası da vaciptir.

 

  1. Nafile Oruçlar

“Nafile oruçlar” farz ve vacip dışında fazladan tutulan oruçlardır. Resulullah’ın tutmaya devam ettiği nafile oruçlara “mesnun oruçlar”, bazen tutup bazen ara verdiği oruçlara da “mendup/müstehap oruçlar” denir. Bir de bunların dışında kişinin oruç tutmasının yasak olduğu günler dışında istediği zaman tutabileceği oruçlar vardır ki bunlar da nafile oruçlar kapsamındadır.

  1. a) Aşure Orucu: Muharrem ayının onuncu gününde tutulan oruç, mesnun oruçtur. Yalnızca Aşure günü oruç tutulması Yahudilere benzeme endişesi ile mekruh görülmüş (hoş karşılanmamış), Muharrem ayının 10. günü ile birlikte 9. veya 11. gününü de oruçlu geçirmek tavsiye edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.s.) Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmamış, “Muharremin 9. ve 10. günü oruç tutunuz. Yahudilere muhalefet ediniz” buyurmuştur. (Tirmizi, Savm, 49).
  2. b) Pazartesi-Perşembe Orucu: Allah’ın Rasûlü (s.a.s.) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Bunun sebebi sorulunca “Kulların amelleri pazartesi ve perşembe günleri Allah’a arz edilir” dedi. (Ebû Dâvûd, Savm, 60).
  3. c) Eyyam- Bîd Orucu: Her aydan üç gün oruç tutmak tavsiye edilmiştir. Bu üç günün “eyyam- bîd”a denk getirilmesi daha iyidir. Kamerî ayların 13,14 ve 15. günlerine “eyyam-ı bîd” denir. Bu günlerde oruç tutmak menduptur. Sahabelerden Milhân el-Kaysi “Resulullah bize bîd günlerinde yani her ayın 13, 14 ve 15’inde oruç tutmamızı söylerdi” dediği rivayet edilmiştir. (Ebû Dâvûd, Savm, 68).
  4. d) Şevval Ayı Orucu: Kamerî aylardan şevval ayında tutulan altı günlük bir oruçtur. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Kim Ramazanı oruçla geçirir peşinden de buna Şevval ayında tutacağı altı günlük orucu eklerse bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Müslim, Sıyam, 204).
  5. e) Dâvud Orucu: Bir gün oruç tutup bir gün tutmamak esasına dayanır. Bu isimlendirme Hz. Davud’un uygulaması esas alınarak Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) tarafından yapılmıştır. Bolca nafile oruç tutmak isteyen sahabe Abdullah b. Amr’a Peygamberimiz bu yöntemi tavsiye etmiştir.
  6. f) Arefe Günü Orucu: Peygamber, “Allah’tan, arefe günü tutulacak orucun bir önceki yılda işlenen günahlar ile bir sonraki yıla ait günahlara kefaret olmasını umarım.” buyurmuştur. (Tirmizî, Savm, 45).

Kıymetli Okurlarım,

Yukarıda geçen oruçların dışında, bir de oruç tutulması dinen yasaklanan veya hoş karşılanmayanlar günler vardır.  Ramazan Bayramının ilk günüyle Kurban Bayramının dört gününde oruç tutmak (Buhârî, Ṣavm, 66-68; Ebû Dâvûd, Ṣavm, 48-49), kadınların hayız ve nifas hallerinde oruç tutmaları ve orucun hayatî tehlikeye yol açacağı durumlarda oruç tutmak dinen yasaklanmış olup cumhura göre haram, Hanefilere göre tahrîmen (harama yakın) mekruhtur.

Yine bazıları hakkında mezheplerin farklı yaklaşımları bulunmakla birlikte kişinin mûtat oruç günlerine rast gelmeksizin sadece cuma gününü, yine sadece muharremin onuncu gününü, cumartesi günü, pazar günü, Nevruz ve Mihrican günü (Mecûsîler’in ilkbahar ve sonbahar bayramı günleri) gibi başka din mensuplarının kutsal günlerini oruçlu geçirmesi mekruh olarak nitelendirilmiştir. Son olarak, konuya ilişkin hadisler sebebiyle evlilik hukukunu olumsuz etkileyecek durumlarda nafile oruç tutulması da mekruh sayılmıştır.

Selam ve dua ile…

Emine Büşra Yılmazer

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir